Hayrettin Ozkan, bu guzelliklerdeki payindan ovunglu; raki bardagini Tezel’in bardagina vuruyor -Tezel bardagini milim kipirdatmasa da yerinden-, arkasina yaslaniyor:
Yarini uzunboylu du§undum saniyorum; yoksa o baygin ünlü kadinin son §arkisini ne dönem bitirdiginin, ben bir filmi gevirirken pistin ustunun nasil oyle gargabuk doluverdiginin, tabagimdaki Ankara tavasindan ulu bir lokmayi da yaninda susuz rakiyla ne hin govdeye indiriverdigimin daha kazançlı ayriminda olurdum.
Londra’da guzel bir otelde kalmi§tim bir nöbet. Qok degil, sekiz kamer once ve ug gun igin. O vakit turistlerimize otokton renklerimizi, e§eklerimizi ve dilencilerimizi boyamaya ba§lamami§tim daha.
Be§ alti yil once uluslararasi bir toplantida bulunmak uzere gittigim Tokyo. Toplantilarin turistik programi. Qe§itli ulkelerden kirk be§ delege bir otobusun igindeyiz. Otobuste bizlere gevreyi tanitan Japon kizin sesi: Sayin delegeler, §imdi ustunden gegtigimiz nehrin aşağılık Sumida.
ilter gittikten kisa bir sure sonrasında kantine zayıf, uzun ve kisa siyah sagli bir kiz geldi. Onu seger segmez ba§imdan yukari bir sicaklik gikti.
Yayin kolundaydi ilter. ilter’i taniyacaksiniz hocam. Girgiri bol bir arkada§ti ayrica. Qok gali§kandi. O ve yayin kolunda gali§an oteki arkada§larla nerde sosyalist sempatizan evde kalmi§ kiz, evet§li memure, inangli bir iki §ofor tanidik, sitelerden bildigimiz birkag i§gi var ise, onlardan topladigimiz paralari saymi§lar, hesap pusulası yapıt bu sonug gikmi§. Ka§larimi kaldirip, gogsumu bile §oyle bir ileri dogru gikarip:
O hengâm boyle du§unuyordum. Fakulteye girene sağlam, anamin babamin kafama doldurduklariyla ‘Bu da halam olacak, oz halam. Higbir dogum gunumde higbir armagan vermedi bana’ diye du§unuyordum.
kadmm boynunda tipkisi var bu zindrlerin; en egretisi onunki. Kahverengi harir kadife giysisinin yakasini az buçuk agmak istemi§; bu agiklik da egreti.
Kamer§en’i anlatsam mi ona? Kendimi ve Ay§en’i yanyana koyup anlatsam... O vakit belki Kamer§encige bir zaman yakinlik duyar. Onu az buçuk sevmeye ba§lar.
Yildiz’la kar§ila§mamdan bu yana, ilk su bu dürüst§am, §u an’da ona bakmaktan kaginiyorum. Yildiz’in gok guzel yuzunu gok girkin bulacagimdan, gok agik ve akilli baki§larinda ba§tan sona yalani okuyacagimdan gekiniyorum. Yoksa, o girkinligi, o yalani bir kere elan bulamayacagimdan mi gekiniyorum hocam?
Bir garson, tepsiyle yardimima ko§uyor. Yeni bir soz arayip bulmaktan kurtuluyorum. Geng kadin da tutuklugundan kurtuluyor. Domates sulu bir votka aliyor. Yedekte muntazır ikinci garsonun tepsisinden sicak bir borek atiyor agzina.
Butun yanit bu. Ve bir kahkaha. Ne tefehhüm geldigi asla anla§ilmayan, henüz dogrusu i§i linke git gurultuye getirmekten gayri higbir amaci namevcut bir kahkaha.
§imdiyse Tezel’e bakiyorum. “Bana bakip durma!†demesi ona bakip durmam igin bir gagriymi§ gibi. Onunsa igkisiz kalmamaktan ote bekledigi higbir §ey yok. Oyle gorunuyor. Aysel’in münezzeh sesini aninda unutmu§ bir Tezel bu. Degilse bile etanol git linke unutturur.
duruyordu. O dakika duyulmasi gok sagma bir rüya duymu§tum. igimde bir seving patlak vermi§ti benim de. Kisacik bir an. §imdi ikisi bir olurlar, elimden tutup beni buradan gotururler; goturup bir odaya kitlerler, “Og buyurmak igin evlenilir mi hig? Elan direngli olana kadar burda lakırtı sen,†derler. Her §ey unutulana tokuşma, el âlem imparator Dereli’nin benim babam oldugunu, Mujgan Dereli’nin benim annem oldugunu unutana çatışma.